YHT setlerini ne kadar verimli kullandığımıza ilişkin, tren planlama uzmanı Jeff Hawken ile görüştük.
Türkiye’ye hoş geldiniz Bay Hawken.
Teşekkürler. Yeniden burada olmak güzel.
Türkiye’de hızlı trenlerle seyahatleriniz oldu. İzlenimleriniz nasıl oldu?
Hızlı tren kullanmak elbette güzel, Türkiye’nin belli başlı kentleri arasında hızlı ve konforlu bir yolculuk imkanı veriyor. Ancak etkileri hala sınırlı, çünkü her bir trende 6 vagon bulunmakta ve set sayısı sınırlı. Dolayısıyla, halen otobüs ve uçaklarla rekabet için gereken hız, frekans ve fiyat kriterlerinin tamamını yerine getirebilmiş değil. Ancak tüm seyahat ettiğim trenlerde doluluk çok yüksekti, demek ki bu haliyle de çok büyük ilgi görmüş.
TCDD’nin 2021’e kadar tamamlayacağı büyük bir hızlı tren seti alım planı var. Bu ihtiyaçlar belirlenirken eldekilerin verimli şekilde kullanımı dikkate alınıyor mudur?
Bir tren filosunun verimli kullanımını belirleyen çok fazla faktör bulunmakta, mesala terminalde duruş zamanı. Duruş zamanının, tüm yolcuların treni varıştan sonra boşaltması, trenin temizlenmesi, mgerekli malzemelerin tedariği ve yeni yolcuların binişini mümkün kılacak bir süre olması gerekiyor. Bazı demiryolları, buna ek bir süre koyarak, herhangi bir gecikmenin, bir sonraki sefer saatinde gecikmeye yol açmasını engellemeye çalışıyor.
Peki bu süreyi neler etkileyebilir?
Tren istasyonlarının yoğun yolcu sirkülasyonuna ne kadar izin verdiği tabii çok önemli. YHT güvenlik ve check-in prosedürleri istasyonlarda bir sıkışıklık yaratıyor, çünkü hızlı tren platformları sınırlı. Bu tür uygulamaları bir kez başlattıktan sonra kaldırmak çok kolay olmuyor. İngiltere-Belçika-Fransa arasında çalışan Eurostar hızlı treninde de benzerini yaşıyoruz.
Yani terminalde minimum bekle, bir sonraki sefere bir an önce başla. Bu kadar mı yapılacaklar?
Elbette bu kadar kolay değil. Eğer bir hatta güçlü bir yolcu trafiği varsa, örneğin saatte 2-3 tren kalkıyorsa, tarifeyi kaynakların (setlerin ve personelin) en verimli şekilde kullanılacağı şekilde organize edebilirsiniz. Bu operasyonu planlayan kişinin işini kolaylaştıracaktır. Ancak Türkiye’deki durum böyle değil. Yeterince hızlı tren seti olmadığı için, kalkış zamanlarını ticari ihtiyaçlara göre programlamanız gerekiyor.
Eğer bazı setleri bir hatta tahsis ederseniz, personeli ayarlamak kolay olur, ancak seferler arasında uzun boşluklara sebep olabilirsiniz. Öte yandan, tüm setleri sürekli döndürebilmek için tüm hatlara göndermek isterseniz, öncelikle trenlerin tüm hatlarda çalışabilir olması gerekmekte. Elbette personel değişimlerinin organizasyonu da bu durumda daha zor olabilir.
Terminalde bekleme zamanı 25 dakikaya kadar düşebiliyor bazı durumlarda. Bu diğer ülkelerde nasıl?
Elbette ülkeden ülkeye ve durumdan duruma değişiyor. Örneğin Japonya’da, Shinkansen treninin Tokyo’da bekleme süresi 15 dakika. Bunun sebebi istasyonun çok kalabalık bir bölgede bulunması ve platformların görece az olmasından dolayı trenlerin istasyonda minimum süre kalma zorunluluğu. Japon Demiryolları bunu, karşı istasyonda tren bekleme sürelerini uzatarak kompanse ediyor.
Genel olarak, eğer demiryolu ağınız kapalı bir sistem ise ve benzer özelliklerde setlerle çalışıyorsanız elbette kalkış/varış zamanlarına uymak daha kolay olacağından, istasyonlardaki duruş zamanını minimumda tutabilmeniz mümkün olur. Değişik hızlara sahip trenleriniz varsa, konvansiyonel hattı kullanmak durumunda kalıyorsanız, trende gecikmeler oluşabileceğinden bekleme sürelerini arttırmak gerekebilir. Operasyon Planlama Müdürü olarak görev yaptığım Londra’daki HS2 şirketinde, 25 dakika bekleme ve 5 dakika bir sonraki trenin yaklaşması için olmak üzere 30 dakikanın optimum olduğuna karar vermiştik. Böylece her bir platform saatte 2 kez kullanılabiliyordu.
TCDD’nin elinde seferlerde kullandığı 10 hızlı tren seti bulunmakta. Bunların 10’unu birden seferlere vermesi mümkün oluyor mudur?
Hayır. 10 trenlik bir filonuz varsa, en fazla 8 treni sefere çıkarabilirsiniz. Bu bir trenin uzun-dönem bakımına alınmasını, bir diğerinin de kısa bakımların yapılmasını veya olası bir problemde devreye girmesini mümkün kılar. Bu trenler kısa sürede yüksek kilometrelere ulaştığından, birkaç ayda bir, birkaç günlüğüne bakıma alınmaları gerekir. Birkaç yıl sonra ise, daha uzun süreli bir bakıma ihtiyaç duyacaklardır. Bu setler 5 yaşında, dolayısıyla düzgün ve düzenli bakım kesinlikle şart.
Bu durumda TCDD 4 farklı rotada 8 setle 40 çıkış yapıyor. Sizce trenleri yeterince verimli kullanabiliyor muyuz?
Evet, hem de çok. Açıkça belirtmeliyim ki, hızlı tren tarifesinde çok güzel bir iş çıkarılmış. Eldeki kaynakların, yolcu talebinin arttığı zamanlar da gözetilerek, en iyi servis verecek şekilde yapıldığını görebiliyorum. Eldeki filoyla yapılabilecek maksimum sefer sayısının organize edildiğini söylemek mümkün.
Peki ya yeni bağlantılar, yeni rotalar?
Şu açık ki, yeni rotalar (Pendik-Konya) ve bağlantılar için TCDD’nin yeni setlere ihtiyacı var. Yeni setlerin teslimi ve yeni hatların açılmasını belirli bir strateji doğrultusunda planlamak lazım. Daha yüksek kapasiteli ve daha hızlı trenler geldiğinde de bazı kararlar vermek gerekecek.
Türk Hava Yolları Ankara İstanbul arasında günde 32 sefer yapıyor. Bu seferler yarıya düştüğünde ve hızlı tren iki şehir arasındaki en çok tercih edilen ulaşım aracı olduğunda gerçek başarı yakalanmış olacaktır.
Çok teşekkür ediyoruz.
Röportaj: Onur Uysal
Kategoriler:Yolcu Taşımacılığı