Detim Tudemsasİlan

Uluslararası sertifikasyonlara yerli çözüm: DeTIM


Gerek Türkiye demiryollarının Avrupa standartlarına geçişi, gerekse Türk vagon endüstrisinin ülke sınırları dışına taşması, önemli ve “pahalı” bir ihtiyacı da beraberinde getirdi: Sertifikasyon ve denetim.

Kaan Türkmen

Demiryolu araçlarının ve parçalarının bakımından (ECM) üretimine (IRIS, TSI ve UTP) ve işletmeye alınmasına, operatörlerin emniyet, kaza ve değişiklik yönetimine kadar pek çok alanda, uluslararası standartlara uygun olarak çalıştıklarının belgelenmesi gerekiyor.

Yakın zamana kadar, yurtdışı kuruluşlar verilebilen bu hizmetler artık yerli uzmanlarımızca kurulan yerli bir kuruluşumuz tarafından verilmeye başlandı: DeTIM Belgelendirme Muayene ve Müh. Hiz. Ltd. Şti. Şirketin belgelendirme denetçilerinden Sn Kaan Türkmen ile verdikleri hizmetleri konuştuk.

DeTIM ismi nereden geliyor? Bu fikir nasıl doğdu?

DeTIM’in açılımı Demiryolları Teknik İnceleme Merkezi.

Biz de Türkiye’de 2012 yılında daha Ulusal Demiryolu Makamı ve mevzuatları ve hiçbir demiryolu belgelendirme kuruluşu Türkiye’de yokken ilk kez Alstom’un yüksek hızlı tren bakımını yaptığı bağımsız denetim işleri ve özel bir vagon üreticisinin TSI sertifikasyonuyla start vermiştik belgelendirme faaliyetlerine. 7 yılda edindiğimiz bilgi ve tecrübeyle hem sektörün hak ettiği kalite, doğru bilgilendirmeyi sağlamak hem de bir temsilci değil müşterinin doğrudan temas kurabileceği bir şirket olarak yerimizi almak istedik.

Tüm bu yaşananlara dayanarak da sloganımızı “Kalitenin deneyimle buluştuğu nokta” olarak belirledik.

Ne tür firmalara hizmet veriyorsunuz?

Şu anda demiryolu altyapısının, sinyalizasyon sistemlerinin TSI uygunluk sertifikasyonu, lokomotif ve vagonların TSI, ECM ve IRIS, EN 15085 kaynak sertifikasyonları ve bağımsız emniyet değerlendirmeleri (özellikle hafif raylı sistem operatörleri için) hizmetlerini vermekteyiz.

Büyük altyapı inşaat ve sinyalizasyon yapım firmaları, demiryolu tren işletmecileri ve raylı sistem araç – komponent üreticileri sırasıyla hizmet verdiğimiz firmalar.

Eğitimleri de dahil ettiğimizde müşteri yelpazemize savunma sanayi firmaları, dernekler ve kümeler de girmekte.

Bu hizmetler yalnızca Türkiye ile mi sınırlı?

DeTIM sadece Türkiye’de değil Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere Orta Doğu ve Arap ülkelerinden de talep görmekte. Ancak geçmişte yaptığımız projeler dışında DeTIM olarak yurtdışında devam eden işlerimiz var.

DeTIM Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu ve Arap ülkelerinden de talep görmekte”

Demiryolu taşımacılığının serbestleşmesi ile özel operatörler kurulmaya başlandı. Özel operatörler sizden nasıl yararlanabilir?

Operatörlere ise daha çok eğitim, risk yönetimi (RAM-S), bağımsız risk değerlendirmesi, sistem-alt sistem uyumluluk denetimi ve eğer yurtdışından araç alımı olacaksa onların sertifikasyonu gibi konularda hizmetler veriyoruz.

Türkiye’de demiryolu araç üretimi önemli bir gelişim gösteriyor. Bu firmalara ne tür hizmetler veriyorsunuz?

Lokomotifler için 3.taraf denetim, vagonlar ve bojiler için TSI/UTP, EN 15085 kaynak, metro araçları ve iş makinaları için bağımsız emniyet değerlendirme (CSM AsBo ve ISA) sertifikaları vermekteyiz. Bunu IRIS ve komponentler için TSI uygunluk sertifikaları izlemektedir.

Ana üreticilerin çevresinde oluşan bir raylı sistem endüstrisi var. Onlar hangi alanlarda destek alabilirler?

Evet, büyük bir raylı sistem endüstrimiz var. Kümelere kayıtlı olan 160’tan fazla firmanın mevcut olduğunu bilmekteyiz. Büyük ölçekteki firmalar TSI, ECM, IRIS ve bağımsız risk değerlendirmesi hizmetleri talep edilirken küçük ve orta ölçekli firmalarda ECM, IRIS ve EN 15085 hizmetlerinde arz daha çok olmaktadır.

“kurumsal bir yönetim sistemi oturtulmadan başvurulan sertifikasyon projelerinde süreler çok uzuyor”

Ancak alt yüklenici olarak hizmet veren bu endüstrinin genellikle mevzuatları ve standartları çok iyi analiz etmedikleri ve sertifikasyonları iyi bilmedikleri için öncelikle eğitim konusunda destek almalarını tavsiye ederiz. Özellikle yetkin bir ekiple kurumsal bir yönetim sistemi oturtulmadan başvurulan sertifikasyon projelerinde sürelerin planlanandan çok uzadığını ve çalışanların ilgili teknik kapsamlarda yetersiz bir altyapıya sahip olmalarından dolayı denetimden geçemediklerine çok defa şahit olduk. Tabi piyasadan danışmanlık hizmeti de almaları gerekmektedir. Ancak çoğalan talep sebebiyle türeyen teknik altyapısı yetersiz danışmanları iyilerinden ayırt etmelerini de tavsiye ederiz.

Verdiğiniz sertifikalar uluslararası geçerliliğe sahip mi?

Öncelikle verilen sertifika kapsamlarına göre geçerlilik alanları değişmektedir; örneğin, bir IRIS veya ECM sertifikası bu mevzuata tabi olan AB ve OTIF ülkelerinin tamamında geçerliyken DeBo yani Atanmış Kuruluşların vermiş olduğu ve sadece ulusal kurallara göre doğrulama sonucu verilen belgeler ilgili ülkede geçerlidir.

Ancak ERA (Avrupa Demiryolu Ajansı)’nın önümüzdeki yıllarda coğrafi, iklimsel ve sistemsel farklılığı nedeniyle kabul ettiği ulusal kurallar haricindeki tüm ulusal kuralları tüm ülkelerde komple yasaklayarak sadece TSI sertifikasyonunu zorunlu kılacağını bilmekteyiz ki ülkelerden ülkelere kurallar değişmesin ve ek zaman ve yatırım kayıpları yaşanmasın işletmecilikte.

Hatta Haziran 2020’den itibaren bazı ülkelerdeki demiryolu araçlarındaki tescil ve sicilde yaşanan mevzuat karmaşıklıkları, aksaklıklar ve tescil işleminde yaşanan uzun sürelerden ötürü ERA artık tüm kapsamı dahilindeki ülkeler için geçerli olacak tescil ve sicili kendisi yapacak. Buna da “ERA one stop shop” adını vermiş. Bu tip kolaylıkların emniyeti göz önünde bulundurduğu sürece tabii ki demiryolu sektöründeki üreticileri ve işletmecileri rahatlatacağına inanıyoruz.

Kimin, hangi belgeleri alması zorunlu?

Bu soru tabii ki paydaş tiplerine göre değişmektedir.

Demiryolu Tren İşletmecisi için Emniyet Sertifikası ve emniyet kritik kişiler için emniyet kritik personel emniyet belgeleri zorunludur.

Bir vagon üreticisi için UTP Wag veya TSI Wag 321/2013/AT uygunluk sertifikası zorunludur. Ama aynı vagon üreticisi sertifika alacağı vagonun zorunlu olan IC (karşılıklı işletilebilirlik bileşenleri) için de TSI uygunluk belgesi almalıdır, bunlardan bazıları fren sistemi, cer kancası, koşum takımı, teker seti ve bojidir. Bunlar TSI veya UTP sertifikalı değilse vagon da TSI’lı olmamaktadır.

UTP ile TSI arasında da farklılık vardır. UTP’ler OTIF’e taraf olan tüm ülkelerde zorunludur, TSI ise AB üye ülkeler için zorunludur ki Çin’de ve İsrail’de bile uygulanmakta. Her iki direktif de içerik olarak çok küçük farklılıklar dışında eşdeğerdir. Ancak çoğu üretici Avrupa odaklı olduğundan UTP’yi tercih etmemekte, aynı içerikle aynı zorlukları ve ücreti vereceği için TSI sertifikasını tercih etmektedir. Ayrıca artık CSM 402/2013/AT Ortak Emniyet Yöntemleri direktifi kapsamında üreticiler üretecekleri TSI’ya tabi olan ürünler (araçlar, ray bileşenleri, komponentler vb.) ve ECM sertifikalı bakım yönetim sistemleri için yapacakları her bir değişikliği AsBo adı verilen bağımsız risk değerlendirme kuruluşlarına da onaylatmaları gerekmektedir. Bu kuruluşlar, bu yapılan değişikliklerin üretilen ürün ve demiryolu sistemi üzerinde bir risk oluşturup oluşturmadığına dair risk analizinin yapılıp yapılmadığını denetler. Ama risk analizini üretici kendisi hazırlar.

IRIS de artık TCDD’nin ihale şartnamelerinde zorunlu olan dokümanlardan bir tanesi

Öte yandan IRIS de artık TCDD’nin ihale şartnamelerinde zorunlu olan dokümanlardan bir tanesi haline geldi.

ECM sertifikası da zorunlu mu?

ECM sertifikası olmadan bakımla ilgili alt yüklenici olarak bile çalışamıyorsunuz. Çünkü bu sertifikalar sizin yönetilebilir ve geriye dönük olarak atacağınız her bir adımı takip edilebilir bir sistem kurmanızı istiyor. Bu şekilde geçmişte yaşanılan İtalya’daki ViaRegio kazası gibi kazalar tekrar etmeyecektir. Hatırlarsanız İtalya’da dingili kopan bir vagondan ötürü tehlikeli madde taşıyan yük treni deray etmiş ve neredeyse bir köyün tamamını kül etmişti. Bunun ardından 2011 yılında ilk ECM direktifi doğmuştu. Çünkü bakımlar ve alt yüklenicilerin takibi ve hangi bakımın nerede nasıl yapıldığı bilinmiyordu.

Türkiye’deki tek belgelendirme kuruluşu musunuz?

Şu anda Türkiye’de 100% yerli uzmanları olan tek demiryolu belgelendirme kuruluşu biziz. Ama yabancı belgelendirme kuruluşları da aktif olarak çalışıyorlar.

Nasıl bir fark yaratmayı hedefliyorsunuz?

En önemli farkımız “yerli” olmamız. Logomuzdaki turkuaz renkler de yerliliğe vurgu yapıyor. Çünkü biz kağıt üzerinde “yerli” kalan bir firma değiliz. Aldığımız ücretin büyük bir kısmını ödediğimiz yurtdışı bir firma yok. Ekibimiz gerçekten konusunda uzman, bu yüzden işin her aşamasında yabancı denetçi ve uzmanlardan yararlanmak zorunda kalmıyorlar. İşe ve mevzuata hakim Türk ekibimiz sayesinde hem çok yüksek kalitede bir iş çıkarıyoruz, hem bilgi kirliliğine izin vermiyoruz, hem de emniyeti tehlikeye atmıyoruz.

“en önemli farkımız yerli olmamız”

Önemli bir farkımız da Türkiye’de tüm TSI ve ISA-CSM AsBo alanlarında hizmet verebilen tek kuruluş olmamız. Yani çokça yabancı dil bilen ve Avrupa’da yaşamış yetkin personellerimizden ötürü projelerin bağımsız değerlendirmesinden, üçüncü taraf gözetimine ve testlerin yapılmasına kadar her aşamada hizmet verebilmekteyiz.

Bir yerli kuruluş ile çalışmanın şirketlere ne tür avantajları oluyor?

Öncelikle Türkiye’de yerleşik ve projelerin tamamını Türkiye’den yönetebilen bir firma var. Hızlı, yetkin ve yerli olmanın getirdiği fiyat avantajları var. Çünkü bizler yurtdışından uçak bileti, otel konaklaması ve uçakta geçen süreler için müşteriye ekstra bir fatura çıkarmıyoruz.

“geçmişte birçok yabancı belgelendirme kuruluşunun alt yüklenicisi olarak çalıştık”

Geçmişte birçok yabancı belgelendirme kuruluşunun alt yüklenicisi olarak çalıştık ve bunun müşterilere ne kadar maliyetli ve yönetilmesinin ne kadar zor olduğunu gördük. Müşterinin her sordukları teknik soru için karşısındaki firmalar önce yurtdışındaki firmaya soruyu iletmesi gerekiyor ne yazık ki. DeTIM’de ise uzmanlar doğrudan soruları kendileri yetkinlikleri çerçevesinde hemen cevaplıyorlar.

Ekibiniz bu konularda yetkinlik ve sayı olarak yeterli mi?

Birçok ünlü ve yabancı belgelendirme kuruluşlarının alt yüklenicisi olarak 8 yıl çalıştık. Özellikle demiryolu belgelendirme birimlerinde uzman bulmak Avrupa’da da çok zor. En büyük kuruluşlarda bile demiryolu denetim birimlerinde 15-20 kişiyi geçmemekte. Bu bakımdan Türkiye’deki pazar büyüklüğünü göz önüne alarak 7 kişilik bir ekip kurduk ve şu anda bu sayı ve yetkinlik sahaları fazlasıyla yetmekte. En genç uzmanımızın bile 5 yıl ve en kıdemlimizin 30 yıllık uluslararası saha tecrübesi bulunmakta. Geçmişte ünlü yüksek hızlı tren üretim firmalarında çalışmış, Türkiye’de 5 tane ECM sertifikasyonu gerçekleştirmiş, 2012 yılında Türkiye’de ilk defa vagon TSI ve Denizli-Dazkırı hattı için bağımsız risk değerlendirme sertifikasyonu projelerini başlatmış ve büyük-marka kuruluşlara emniyet yönetim sistemlerini kuran, demiryolu mevzuatlarının hazırlanmasında proje danışmanlığı yapmış çok yetkin bir ekibimiz var.

Dahası, uluslararası denetçilik ve belgelendirme konularında yılda ortalama 144 saat kişi başına eğitim alıyoruz. Üstelik bunlar “sözde” eğitimler değil. Kalite seviyemizi en üst noktada tutmayı amaçlıyoruz ve yöneticilerimiz de bu konuda eğitimlerden hiçbir şekilde taviz vermemektedirler. Bunların dışında İspanya’dan tüm denetçilerimiz için özel NoBo ve belgelendirme eğitimleri alarak oradaki akredite kuruluştan uluslararası demiryolu denetçi belgelerimiz bulunmakta.

Peki sertifikasyon sürecinde gereken testler var. Bu konuda ne yapıyorsunuz?

Bildiğiniz üzere Türkiye’de aktif olarak test hizmeti verebilen bir merkez veya kuruluş bulunmamakta. Testlerin bir kısmı zorlayarak bazı kuruluşlarda yapılmakta ancak bu hem ilgili kuruluşun 17025 akreditasyon eksikliğinden dolayı ekstra bir denetçi gerektiriyor hem de daha maliyetli ve uzun sürüyor. Bu yüzden İspanya, Almanya ve Avusturya’daki test merkezleriyle DeTIM olarak özel sözleşmelerimiz var. Bu şekilde müşteri ayrı bir NoBo ve ayrı bir Test Kuruluşuyla muhatap olmuyor veya test merkezlerinde aylarca test sırası beklemiyor. Biz hem müşterilerimizi ön sıralardan test sırası aldırabiliyoruz hem de bize özel fiyatlardan faydalandırabiliyoruz. Bunun haricinde Almanya, Lüksemburg ve Avusturya’da DeBo (Atanmış Kuruluş) olan özel anlaşmalı kuruluşlarımız mevcut. Yurtdışında araç tescil ve sicilini yaptırmak isteyenler için de gerek ERA üzerinden gerekse de bu DeBo’lar üzerinden hizmet vermekteyiz.

DeTIM olarak tamamlanan/devam eden bir sertifikasyon oldu mu?

Ekibimizin DeTIM öncesi 20’den fazla proje referansı var. DeTIM’i kurmamızın ardından geçen kısa süreye de trenler için bağımsız risk değerlendirmesi ve 400 km’lik bir demiryolu hattının bağımsız risk yönetimi, 2 tane ECM sertifikasyonu ve 3.taraf demiryolu aracı üretim gözetim projelerimizi sığdırdık.

Türkiye’deki firmalar bu sertifikaları alabilecek durumda mı? Güçlü ve zayıf yönleri neler?

Türkiye’deki firmalar çok güçlü, çünkü hem pratikler hem de uzun bir geçmiş deneyim var ortada. Ancak sistematik değiller, yani yazılanlar ve izlenebilirlik süreçlerinde eksiklikler mevcut. Bu tarz sertifikasyon projelerinde ilk etapta zayıf olarak başlıyorlar projelere ancak sonunda azimle ve yetkin bir şekilde tamamlama başarısını gösteriyorlar. Farkındalık için daha çok sektörel eğitimler ve seminerler yapılarak firmalara bu alanlarda bilgilendirmeler yapılarak bu zayıflıklar zamanla avantajlara dönüştürülebilir.

En büyük zayıflıkları ilgili standart ve mevzuatları okumamış olma, çalışanlarına yeterli eğitimleri aldırmamış olmak, yazılı dokümantasyona çok değer vermemek ve acil olarak projeleri planlamadan bitirmeye çalışmak diyebiliriz.

Türkiye’deki firmalar çok güçlü, çünkü hem pratikler hem de uzun bir geçmiş deneyim var ortada, ancak sistematik değiller”

Güçlü yönleri ise; anlatılanları hemen kavrama yetisi, görülen eksiklikler için anında aksiyon alma ve sistem kurma, sonuna kadar sabrederek projeleri tamamlama kabiliyeti.

Son olarak DeTIM Akademi’den de biraz bahsedebilir misiniz?

Aslında yurtdışında aldığımız onca eğitimler var, 10’dan fazla AB ülkesinde teknik gezilerde deneyimler elde ettik. Türkiye’de de 7 yıldır eğitimler veriyoruz. Bu birikimi neden yaygınlaştırmıyoruz ve paylaşmıyoruz dedik ve DeTIM Akademi’yi kurduk.

Sadece eğitim değil aynı zamanda Demiryolu Emniyet Kritik Personel belgeleri de veriyoruz (eğitim kurumları atanasıya dek). Bunların haricinde şimdiye dek devlet kurumları için projelerde 10’dan fazla AB ülkelerinde eğitim ve yurtdışı teknik geziler organize ettik, kurumlarla görüştürdük. Bu tecrübemizi yurtdışında demiryolu ile ilgili seminer, eğitim ve teknik gezi talep eden müşterilerimize de sunmaktayız. Ekibimiz çok yetkin bu anlamda. Örneğin; demiryollarında yalın dönüşüm eğitimlerini hazırlayan eğitmenimiz Türkiye Makine Mühendisleri Odası’nda son 2 yılda yalın dönüşüm projelerinde 2 tane Türkiye 1.ciliği bulunmakta. Eğitimlerimizi Türkiye’nin her yanında düzenleyebiliyoruz.

Geniş bir içeriğe sahip eğitimlerimizin detaylarına şuradan ulaşabilirsiniz.