Genel kargo yükleri için konvansiyonel vagonlarla demiryolu konteynerleri arasında hep bir çekişme olagelmiştir.
Konteynerler, basit, herkes tarafından bilinen, organize etmesi, satması kolay bir taşıma yöntemidir. Trenle taşıdığınızı hissetmezsiniz bile. En geç birkaç saat içinde bir teklif alabilirsiniz. Demiryolu konteynerleri, kamyon ve deniz konteynerlerine benzer bir servis sunduğundan, müşterinin tek yapması gereken, en iyi fiyat ve süre kombinasyonunu seçmesidir.
Öte yandan konvansiyoneller, çeşitli taşıma kuralları, farklı boyutları ve limitleri olan, fiyat sorarken ürün hakkında pek çok bilgi vermeniz gereken ve teklif hazırlamanın bazen haftalar sürdüğü bir taşıma biçimidir. Yaşadığımız bu hızlı dünyada kim bunları kabul eder ki?
Avrupa ile Türkiye arasındaki trafikte, bu çekişme neredeyse konteynerler tarafından kazanıldı bile. Her 4 konteyner trenine karşılık sadece bir konvansiyonel tren Türkiye’ye gelmekte, ve konteyner trenleri durma niyetinde de değil. Önümüzdeki günlerde konvansiyonellere karşı yeni mevziler de elde etme peşinde. Demiryolu bağlantısı olan az sayıdaki şirketten biri olan BSH da konvansiyonel vagonları çözüm listesinde en sonuncu sıraya indirdi. Yıllardır konvansiyonel vagonun en düzenli müşterilerinden Ford Otosan da konvansiyonel vagonlara elveda dedi.
Yenilgiyi kabul edip bu umutsuz kavgayı sona erdirmenin zamanı geldi mi dersiniz? Lütfen son kararınızı vermeden önce aşağıdaki soruları bir gözden geçirin:
- Hangi konteyner 3 metre genişlikteki yükleri taşıyabilir?
- 3.5 metre yükseklikteki makinaları nasıl getirebilirsiniz?
- Sırbistan’dan her hafta 1000 ton yük için konteyner tedarik edilebilir mi?
- 18 metre uzunluğundaki boruları Avrupa’ya nasıl taşırsınız? Ya 1.4 metre çapındakileri?
- Yukarıdaki soruyu boşverin, paletli olmayan boruları konteynere nasıl yüklersiniz?
- Dökme yüklere ne dersiniz? Konteynerle taşımak mümkün müdür? Verimli midir?
- 80 tonluk tek parça bir yükü getirebilir misiniz? Ya 50 tonluk? Peki 30 tonluk?
Konvansiyonel vagonlar yukarıdaki soruların hepsine cevap üretebilir. Öte yandan sadece demiryolu konteynerleri değil, karayolu da, neredeyse bunların tamamında en iyi çözümü sunmaktan uzaktırlar.
Elbette, şimdiye kadar, Türkiye’de endüstri, mevcut taşıma imkanları doğrultusunda gelişti, ve yukarıdaki soruların cevaplarına nadiren ihtiyaç duydu.
Türkiye’deki boru endüstrisi buna güzel bir örnek. Demiryolları servis sunmaya başlayana dek, 18 metre uzunluktaki boruları ucuza taşıyamayan boru üreticileri, Avrupalı rakipleriyle Avrupa’da rekabet etmekte zorlandı. Ancak şimdilerde, Türkiye’den her hafta en az bir boru treni Avrupa’ya doğru yola çıkıyor.
Bu yüzden, konvansiyonelcilerin, konteynerlerle, onların zaten güçlü olduğu alanlarda mücadele etmek yerine, “mavi okyanus”u keşfetmelerinin vakti geldi.
Kategoriler:Yük Taşımacılığı