Türkiye’de bugün demiryolu ile yılda 29 milyon ton yük taşınıyor.
Bu makalenin orjinali, “Türkei – Güterverkehr mit Potenzial”, Alman Privatbahn Magazin dergisinin 02/2015 nolu sayısında yayınlandı.
Yol yenilemeleri, 15 lojistik terminalin inşaası ve yeni demiryolu aracı yatırımlarıyla, bu miktar 40 milyonun üzerine rahatlıkla çıkacaktır. Alman ve Polonya’nın istatistikleri ile karşılaştırıldığında, Türkiye endüstrisinin ekonomik gücü ve büyüyen pazarla birlikte, yılda 200 milyon tona ulaşmak mümkün gözüküyor.
D | PL | TR* | ||
Nüfus | Milyon | 81 | 38 | 77 |
Yüzölçümü | km2 | 348.000 | 312.000 | 783.000 |
Demiryolu Ağı | km | 42000 | 20000 | 24000 |
Taşınan Yük | milyon ton | 600 | 240 | 40+ |
* 2023 hedefleri |
Bu genişlemenin önündeki en büyük engeller ise şunlar:
- Sanayi tesislerine demiryolu bağlantısı neredeyse hiç yok
- Pek çok limanda düzgün demiryolu bağlantısı yok
- Demiryolu lojistik terminallerinin otoyollara bağlantısı yok
- Demiryolu terminallerindeki depolar çok küçük
- Mevcut terminallerin iyileştirilmesi istendiğinde, depolar ve demiryolu hatları aylarca kapalı kalıyor
Ancak ileriye bakıldığında rakamlar umut verici. Türkiye, 2015 yılında Avrupa’nın üçüncü büyük otomobil üreticisi olacak. Ekonomik büyüme hala ortalamanın üstünde. 2023’e kadar dış ticaret toplamının üçe katlanarak 500 milyar USD’ye ulaşması bekleniyor. Büyük yatırım yapılan hızlı tren hatları geceleri yük trafiğine açık olacak, ve transit trafiğinde artış sağlayacak.
En önemlisi Orta Avrupa’ya olan bağlantılar. Bugün, trafiğin büyük bir kısmı ya Trieste/İtalya limanı üzerinden gemi ile ya da doğrudan karayolu ile Türkiye’ye ulaşıyor. Avrupalı DB Schenker ve Rail Cargo Avusturya gibi şirketlerin, Macaristan, Slovenya, Hırvatistan, Bulgaristan ve Romanya üzerinden Türkiye’ye bağlantıları sürekli artıyor ve Avrupa yakasındaki terminallere 4 günde ulaşıyorlar. Şu anda Çerkezköy ve Tekirdağ ana varış noktaları. Anadolu’ya bu yüklerin devam ettirilmesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü (3. Boğaz Köprüsü) ve Marmaray bağlantısı tamamlanana dek (yaklaşık 2020 yılı öngörülebilir) tır ve gemilerle mümkün olmakta.
Aynı zamanda demiryolu yük terminallerine de büyük yatırımlar yapılıyor, ancak işleyen tedarik zincirlerinin gelişmesi için zamana ihtiyaç var. 2014 sonbaharında ziyaret ettiğim Eskişehir yakınlarındaki Hasanbey Terminali eksiklikleri gösteriyor. Hemen yanındaki organize sanayi bölgesi henüz bir tarım alanı, otoyola doğrudan bağlantı henüz yok ve depolar henüz inşaa edilmiş değil. Küçük bir cadde terminali Eskişehir’in merkezine bağlıyor. Bu yüzden, 650 bin metre karelik terminal büyük ölçüde park edilmiş vagonlarla dolu.
Ancak sonuçta yollara, terminallere, depolara, demiryolu araçlarına, liman bağlantılarına yapılan bunca yatırım ve lokal lojistik şirketlerinin artan deneyimi Türkiye’yi, gelecek 10-15 yılda, Yakın ve Orta Doğu’yu Avrupa’ya bağlayan ve sanayisini uluslararası pazarda daha da rekabetçi hale getiren güçlü bir “tedarik zinciri oyuncusu” haline getirecek.2023, Türkiye’nin bu gelişiminde önemli bir köşe taşı olacak.
Yazar : Peider Trippi, İsviçre ©
Çeviri : Onur Uysal

Demiryolu bağlantılı sanayi tesisleri hala istisna. Foto: p.trippi-services ©
Kategoriler:Yük Taşımacılığı